Sunday, February 20, 2011

Haftanın Tavsiyeleri - 3

Haftanın Filmi - Dead Poets Society / Peter Weir



Haftanın Kitabı - Ports of Call / Amin Maalouf

Haftanın Müziği - Tatar Love Song / Oi Va Voi

Thursday, February 17, 2011

JAVA [Ders - 3] - Veri Tipleri

Herkese merhaba! Geçtiğimiz derslerde Java'da konsol ekranına nasıl çıktı yazdıracağımızı öğrenmiştik. Şayet bu dersle ilgili hala ufak problemler yaşıyorsanız bir önceki yazımı tekrar okumanız ve biraz pratik yapmanız sizin için faydalı olacaktır. Bugünkü dersimizde ise Java'daki veri tiplerine değinip konuyla ilgili ufak örnekler yazacağız. Java'da 8 tane primitive (asıl) veri tipi vardır.

byte: Hafızada 8-bit yer kaplayan -27 veya +27-1 arasında bir değer alan veri tipidir.

short: Hafızada 16-bit yer kaplayan -215 veya +215-1 arasında bir değer alan veri tipidir.

int: Hafızada 32-bit yer kaplayan -231 veya +231-1 arasında bir değer alan veri tipidir.

long: Hafızada 64-bit yer kaplayan -263 veya +263-1 arasında bir değer alan veri tipidir.

float: Hafızada 32-bit yer kaplayan ve kesirli bir sayı değeri alan veri tipidir.

double: Hafızada 64-bit yer kaplayan ve kesirli bir sayı değeri alan veri tipidir.

char: Hafızada 16-bit yer kaplayan 0 veya +216-1 arasında bir değer alan veri tipidir.

boolean: Hafızada 1-bit yer kaplayan true veya false değerini alan bir veri tipidir.

Monday, February 14, 2011

JAVA [Ders - 2] - Hello World!

İlk dersin devamı niteğinde olacak ikinci derse hoşgeldiniz. Öncelikle ilk derste yaptıklarımzdan biraz bahsetmek istiyorum. İlk derste yapılanlar Java programlama dilinde kod yazıp derlemek için gerekli olan minimum yazılımları yüklemek ve ekrana "Hello World!" yazdıran bir konsol uygulamasını geliştirip bunu derlemekten ibaretti. Bu derste öğrendiğimiz en önemli şeylerden birisi kodumuzda varolan class adının dosya adıyla aynı olması gerektiğidir. Şimdi sıra geldi aşağıdaki kodumuzu açıklamaya:

Sunday, February 13, 2011

JAVA [Ders - 1] - Hello World!

Üniversitedeki ilk yılımı bitirene kadar neden Java değil de daha düşük seviye olan "C" programlama dilini öğrettiklerini hep kendime sordum. Ancak daha sonra farkettim ki bize öğrettikleri ya da öğretmeyi amaçladıkları şey bir programlama dilinden çok daha öte, kişinin bireysel olarak bir şeyleri öğrenme kapasitesini ve hevesini artırmaktı. (en azından benim üzerimde böyle bir etki bıraktı) Bende bu şekilde uzun bir süredir kendi çabalarım ve internetteki kaynakların da sayesinde "Java" öğrenmeye başladım. Java'yı tercih etmemde birkaç neden etkili oldu. Bu nedenlerden ilki Java'nın nesne yönelimli bir programlama dili olmasıydı. (ileride bu konuya daha ayrıntılı bir biçimde değineceğim) İkinci neden Java'nın açık kaynak ve çapraz platform bir programlama dili olmasıydı. Bunun yanı sıra C programlama dilinde varolan kimi çarpıklıklar ve zorlukların üstesinden gelinmiş çok daha kolay, rahat ve güvenli bir dil vardı karşımda. Bu ve buna benzer daha bir çok şeyle birlikte Java öğrenmeye başladım. Ve öğrendiklerimi parça parça blogumda yayınlama kararı aldım. Bugünkü ilk ders olarak da konsol ekranına (henüz grafiksel kullanıcı arayüzüne sahip programlama için çok erken) "Hello World!" yazdıracağız.

Thursday, February 10, 2011

Windows vs Linux

Birçoğumuz Windows ve Linux Dağıtımları arasındaki rekabet ve farktan haberdarız. Bu yazımda ele alacağım konuların bunlar olmadığını peşinen söylemek istiyorum. Bu yazıda ele alacağım şey yıllardır Windows işletim sistemini kullanan bir kişinin herhangi bir Linux dağıtımını kullanmaya başladığı an karşılaşabileceği zorluklar ve güzelliklerle ilgili. Yaklaşık bir yıldır açık kaynak ve ücretsiz olan Linux dağıtımlarından biri Ubuntu 10.04 işletim sistemini kullanıyorum. İçimdeki merak yüzünden bunu çok önceleri yapmak istiyordum. Ancak bir türlü cesaret edememiştim taaki okuduğum bölüm ve kimi hocaların bunu bir noktadan sonra zorunluluk haline getirmeye çalıştıklarını hissettiğim o ana kadar. İşte o gün ilk defa Windows XP ile birlikte Linux Ubuntu 9.04 (hatırladığım kadarıyla) kurdum bilgisayarıma. Ama bilgisayarımdaki Windows'un varlığı ve benim bu sisteme alışmış olmam Ubuntu'yu kullanmamam için yeterli sebeplerden sadece birkaçıydı. Ardından bir vakit geldi Windows 7 adında başka bir sürüm çıktı, olağanüstü görsellik ve reklam beni kendimden almış, bilgisayarda ne var ne yok hepsini silip Windows 7 ile yoluma devam etme kararı aldım. Ancak format atmaya çalışırken "Error 17 File not found" adında daha sonradan öğreneceğim, GRUB'u yanlış silmekten dolayı rastlanılan bir hata aldım.

Monday, February 7, 2011

Tatil ve Hedefler

Hemen hemen herkes tatilleri sever haliyle bende o kişilerden birisiyim ancak tatilleri genelde hiçbir şey yapmamak üzerine kurulu insanlardan olmamakla birlikte boş günler dizisi olduğu için seviyor değilim. Aslında tatillerin, insanların isteyipte zaman sıkıntısından dolayı yapamadıkları şeyleri yapmak için ellerine geçen harika fırsatlardan birisi olduğunu düşünüyorum. Benimde her tatil için özel planlarım olur. Ancak planlardan kastım (genel itibari ile) okumaya fırsat bulamadığım kitapları okumak, izlemek istediğim filmleri seyretmek ve öğrenmeye vaktim olmayan şeyleri öğrenmek. Bu istediğim şeyleri yaptıktan sonra tatil benim için çekiciliğini kaybetmeye başlar ve okulun başlayacağı günü iple çekmeye başlarım. Ama sanırım bu tatil dönemi öyle olmayak. Çünkü yapmak istediklerim arasında pek öyle yenilir, yutulur cinsten şeyler yok. Öncelikle elimde var olan 3 kitabı bitirmek gerek, dönem içinde izlemeye fırsat bulamadığım filmleri izlemek, java öğrenmek (buraya kadar hepsi normal ve bir tatil döneminde yapılacak şeyler) ama bir dördüncü şey var ki daha önceden planlanmadığı için ilk defa ara tatilde hedeflerimden birisine ulaşamayacağım. Fransızca öğrenmek(en azından başlangıç seviyesinde) ana hedeflerimden biri haline geldi. Evde pek fazla materyal yok ancak internette var olan bilgi yetti de arttı. Telaffuzun çok zor olduğunu söylememe gerek yoktur. İlk günler baya bir zorlanmıştım ancak ilerleyen zamanlarda kelimeleri daha doğru telafuz etmeye başladım. Şu an karşıma çıkan her dört kelimeden birini doğru okuyabiliyorum. Gramer yapısının Almancaya benzemesi ve Almancadan daha kolay olmasıda benim için bir avantaj haline geldi. Ancak şöyle bir gerçek var ki dil öğrenmek süreklilik isteyen bir şey ve Fransızca gibi bir dil öğrenmeyi bu ara tatile sığdırmak imkansız. Ve sonunda şu karara vardım hedeflerimden biri olan Fransızca "öğrenmek" maddesini Fransızca "öğrenmeye başlamak" olarak değiştirmek çünkü bu herkes için daha iyi olacak. Yoksa bu tatil benim için hiç bitmez bu arada takipçilere fransızca kitap, film ve müzik tavsiyelerine sonuna açık olduğumu belirtmek istiyorum.

Saturday, February 5, 2011

Haftanın Tavsiyeleri - 1

Blog yazmayı planladığım ilk andan beri aklımda var olan başka bir projeyi daha hayata geçirmenin vakti geldi. Yazının başlığındanda anlaşılacağı gibi (her hafta diye planlasamda en azından 2 haftada bir) beni en çok etkileyen filmlerden, kitaplardan ve müziklerden yapacağım bir tavsiye listesiyle karşınıza çıkmayı planlıyorum. Lafı fazla uzatmadan bu haftanın tavsiye filmini, kitabını ve müziğinı yazmak istiyorum.

Haftanın Filmi - Jeux d'enfants / Yann SAMUELL



Haftanın Kitabı - Animal Farm / George ORWELL



Haftanın Müziği - Disse mi / ESTAMPIE