Birçoğumuz Windows ve Linux Dağıtımları arasındaki rekabet ve farktan haberdarız. Bu yazımda ele alacağım konuların bunlar olmadığını peşinen söylemek istiyorum. Bu yazıda ele alacağım şey yıllardır Windows işletim sistemini kullanan bir kişinin herhangi bir Linux dağıtımını kullanmaya başladığı an karşılaşabileceği zorluklar ve güzelliklerle ilgili. Yaklaşık bir yıldır açık kaynak ve ücretsiz olan Linux dağıtımlarından biri Ubuntu 10.04 işletim sistemini kullanıyorum. İçimdeki merak yüzünden bunu çok önceleri yapmak istiyordum. Ancak bir türlü cesaret edememiştim taaki okuduğum bölüm ve kimi hocaların bunu bir noktadan sonra zorunluluk haline getirmeye çalıştıklarını hissettiğim o ana kadar. İşte o gün ilk defa Windows XP ile birlikte Linux Ubuntu 9.04 (hatırladığım kadarıyla) kurdum bilgisayarıma. Ama bilgisayarımdaki Windows'un varlığı ve benim bu sisteme alışmış olmam Ubuntu'yu kullanmamam için yeterli sebeplerden sadece birkaçıydı. Ardından bir vakit geldi Windows 7 adında başka bir sürüm çıktı, olağanüstü görsellik ve reklam beni kendimden almış, bilgisayarda ne var ne yok hepsini silip Windows 7 ile yoluma devam etme kararı aldım. Ancak format atmaya çalışırken "Error 17 File not found" adında daha sonradan öğreneceğim, GRUB'u yanlış silmekten dolayı rastlanılan bir hata aldım.
Bu beni o günlerde Linux'ten iyice uzaklaştırmıştı. Uzun bir süre daha Windows kullanmıştım. Fakat internette görmüş olduğum bir yazı beni şu siteye yönlendirmişti. Ve bende bir hışımla 6-7 tane Ubuntu 10.04 CD'si istedim. CD'ler geldiği vakit 1 tanesini kendime ayırırken kalanlarını yakın arkadaşlarıma dağıttım ve o gün çok radikal bir kararla bilgisayarıma bir tek Ubuntu 10.04 yükledim. Bugün neden bu kadar sert bir karar aldığımı çok daha iyi anlıyorum. O gün bilgisayarımda bir Windows sürümü olsaydı belki hala bir Windows kullanıcısı olacaktım.
Gelelim Linux'te yaşadığım zorluklar ve sorunlara? Aslına bakarsanız ilk bilgisayarım MS-DOS işletim sistemine sahip olduğu için bildiğim komutları terminalde kullanmak bana eğlenceli gelmesinin yanı sıra pek zorlukta çıkarmamıştı. O zamanlar yeni tanıdığım paket sistemi (Windows'ta ekle kaldıra tekabül eden sistem) başlarda beni çok zorlamıştı nedeni ise Windows'taki konsepten farklı bir sistemin karşımda durmasıydı uzun bir süre ".exe" uzantısının olmamasına fena halde bozulmuştum. Ama bu sisteminde iyi taraflarını görmem uzun sürmedi. Hemen hemen her programın kimileri Windows'ta ki kadar profesyonelce olmasada bir karşılığı vardı. Üstelik programların tamamı işletim sistemi gibi ücretsiz ve açık kaynak olması bu sistemi cazip kılan başka noktalardan birisiydi. Programla ilgili karşılaştığım herhangi bir hatanın cevabını çoktan veren özgür topluluklar ve forumlar beni büsbütün bu sisteme bağlı kılmaya başladı. Ancak eksik olan bir şeyler vardı.
Yakın bir zaman sonra Windows'taki oyunların karşılığını bulamadığım sistem beni başka bir yola yöneltmişti. Wine beni o günler kısa bir süreliğinede olsa tatmin etmeyi başarmıştır. Ancak yaklaşık bir ay gibi bir süre sonra Wine programınında her oyunu çalıştıramadığı gerçeği yüzümde tokat gibi patlamıştı. O zamanlar kendimi iyice Ubuntu'nun detaylarına adamış hatta sistem programcılığına yönelmeyi bile düşünmüştüm. Shell Script'i öğrenmeye başladığım dönemlerdi ve yazdığım her programı ne olacağını düşünmeksizin deniyordum taaki şu an adını bile anımsayamadığım fakat işletim sisteminin dosyalarının "executable" ayarlarıyla oynayıp sistemi tamamen çökerttiğim o güne kadar. O günden sonra başka bir karar aldım artık bilgisayarımda hem Windows 7 hem de Ubuntu 10.04 olacaktı. Oyunlarım için Windows kullanırken genel itibariyle her işim için Ubuntu kullanıyordum. Aslında başa dönmüştüm. Ancak değişen ufak bir şey vardı artık Windows yerine Ubuntu kullanıyordum. Bir gün herkesin Linux dağıtımlarından birisini kullanması ümidiyle...
No comments:
Post a Comment